9 Mayıs 2019
Kategori Genel
9 Mayıs 2019,
 0

T.T.G.V. Genel Merkezinde 25 Eylül 1997 günü yapılan basın toplantısıyla “DEMİRYOLUMU İSTİYORUM”  kampanyası  başlatıldı.

                  DEMİRYOLUMU  İSTİYORUM

                                           KAMPANYASI  BASIN DUYURUSU

         T.T.G.V. çatısı altında oluşturmayı düşündüğümüz  “ DEMİRYOLUMU İSTİYORUM” kampanyasının başlangıç toplantısına hoş geldiniz. Kampanyamızın  başlangıcı ülkemizde demiryollarının kuruluşunun 141. yıldönümüne rastlamaktadır.

         Bu toplantımızın  amacı  “ DEMİRYOLUMU İSTİYORUM”  adı altında konuya taraf  örgütlerle bir platform oluşturmasının ilk adımını atmak ve uzun erimli bir kampanyanın takipçisi  olacaklarla bir çekirdek oluşturmaktır.

         Artık  insanımız rahat,  güvenli ve hızlı  bir ulaşım istiyor. Bu da onun en doğal hakkı.

         İlk  hedefimiz İzmir-Ankara  arasında hızlı  demiryolu  hattı yapılması. Biz İzmir’den  Ankara’ya 2-2,5  saatte gitmek istiyoruz. 5-6  saatte Erzurum’a  Kars’ a varmak  istiyoruz.

         Bildiğiniz  gibi “İzmir Salihli  Yolu  Ölüm Yolu Olmasın”   kampayamızdan sonra,  bu yolun ıslahı için çareler  arayışına  gidilmiştir.

         Önerilerden  biri de  İzmir  Ankara  arasında bir  otoban  yapılması  fikri olarak ortaya konmuştur.

         Biz  bu  yolun  çift  gidiş gelişli olmasının  yeterli olacağı inancındayız.

         İzmir  Ankara  arsında otoban  yerine çok daha  düşük maliyeti olan hızlı tren  projesinin gündeme getirilmesini  istiyoruz.

         Neden  otoban  yerine  demiryolumuzu istiyoruz?

  1. Otoban  yapımında  demiryoluna  oranla  iki kat daha fazla  arazi  kamulaştırılmalıdır. Bu hem maliyeti artırmakta  hem de  verimli tarım arazilerinin kaybına  yol açmaktadır.
  2. Otobanlarda tüketilen  enerji  demiryollarına oranla  2 ila 5 misli fazladır.
  3. Demiryollarında  elektrik  enerjisi  kullanılması  imkanı vardır ki  bu enerji fueloil  ve benzin gibi enerji  türlerine göre daha ucuz,  dışa  bağımlılığı daha  az  bir  enerji  türüdür. Ayrıca  çevre  kirliliğine  yol  açmamaktadır.
  4. Hızlı  trenlerle (ki saatte  300-400 Km  hız yapanlar  mevcuttur)  insanlar otobandan  çok  daha hızlı bir şekilde ulaşım imkanına  kavuşacaklardır.
  5. Yük  taşımacılığının  demiryollarına  kaydırılması  ile  karayollarının  yükü azalacak kazalar minimuma inecektir. Ayrıca LPG ,  benzin, tüp gaz  gibi patlayıcı  maddelerin  taşınmasının  karayollarından demiryollarına  aktarılması ulaşım  güvenliğini  artıracaktır.
  6. Son kazalar  göstermiştir ki,  otobanlar  da  daha  çok fazla bir ulaşım güvenliğine sahip değildir.

         Gelişmiş  ülkelerde  demiryolu  yolcu  taşımacılığı  birinci  sırada yer almaktadır. Hatta bu ülkelerde demiryolları,  havayoluyla  rekabet eder  düzeye  ulaşmıştır.

         Bu platformun  bir  çığ gibi  büyüyeceği  ve  ülkenin  her  tarafına yayılacağı  inancındayız.

         Kampanyamızın  toplumun  tüm  kesimlerince  destekleneceğine  inanıyor, herkesi bu kampanyaya  destek  vermeye  çağırıyoruz.

         Ve  diyoruz ki :

         Daha  hızlı  bir  ulaşım  için

         Daha  güvenli  bir  ulaşım  için

         Daha  temiz  bir  çevre  için

         Dışa  bağımlılıktan  kurtulmak  için

            DEMİRYOLUMU  İSTİYORUM

                                                             KAMPAYAYA

                                            DESTEK  VEREN  KURULUŞLAR

                                                 (Destek  Mesajları  sırasına  göre)

 

  1. Birleşik  Taşıyıcılık  Çalışanları  Sendikası ( BTS )
  2. İnşaat  Mühendisleri  Odası  İzmir  Şubesi
  3. Mimarlar  Odası  İzmir  Şubesi
  4. Ulaştırma  Bakanlığı
  5. İzmir  Tabip  Odası
  6. Manisa  Barosu
  7. Jeofizik  Mühendisleri  Odası ( Merkez )
  8. T.C.D.D.  Genel  Müdürlüğü
  9. Demiryol-İş  Sendikası
  10. İzmir  Büyükşehir  Belediyesi
  11. Türkiye  Özel  Motorlu  Taşıt  Sürücü  Kursları  Derneği
  12. Milli  Eğitim  Sağlık  Eğitim  Vakfı (MESEV)  İzmir  Şubesi
  13. Denizli  Çevre  Meclisi
  14. Elektrik  Mühendisleri  Odası  Denizli  Şubesi
  15. Adli  Tıp  Uzmanları  Derneği  (ATUD)
  16. Cumhuriyet  Okurları (CUMOK)
  17. Aydın  Tabip  Odası
  18. Aliağa  Atatürkçü  Düşünce  Derneği
  19. Acil  Tıp  Derneği
  20. İzmir  Umum  Kamyoncular  ve  Kamyonetçiler  Esnafı  Odası
  21. Tetrapak  Çalışanları
  22. Yerel  Gündem  21….
  1. Yücel ÖZDEN

         Ulaştırma  Bakanlığı  Müsteşarı

         Değerli  Türkiye  Trafik  Güvenliği  Vakfı  Yöneticileri

         Ulaştırma  Camiası  olarak, daha  güvenli ve  daha hızlı  bir  ulaşım, daha temiz  bir  çevre  ve  dışa bağımlılıktan  kurtulmak  için  Vakfınız  “ DEMİRYOLUMU  İSTİYORUM”  Kampanyasının  başlatılmış  olduğunu  öğrenmiş  olmanın  mutluluğu  içerisindeyiz.

         Trafik  kazalarının  en  önemli  sebeplerinden  birisi de;  demiryollarındaki  yolcu  ve  yük  taşıma paylarının  düşük  olmasıdır. Demiryollarımız  yetersiz  kaldığı  için  yük  ve  yolcu  taşımaları karayollarına  kaymaktadır. Trafik  kazalarını  en çok  kamyon  ve  yolcu  otobüslerinin  yaptığı  dikkate alınırsa  demiryollarımızın  önemi  bir kere  daha  ortaya  çıkar.

         Cumhuriyetimizin  ilk  yıllarında  sosyal  ve  ekonomik  hayatımızın  adeta  bir  lokomotifi olan demiryollarımız  maalesef  bugün  arzu  ettiğimiz  seviyede  değildir.

         Ancak,  ülkemizi  yeni  baştan  demir  ağlarla  örmek  azminde  olan  sizlerinde  desteği  ile demiryollarımızı  geliştirmek  ve  hizmetlerini  çağın  standartlarına  uygun hale  getirmek Bakanlığımızın  en  büyük  hedefidir.

         Demiryollarımız  diğer  ulaştırma  türleri  özellikle  karayolu  taşımacılığı  ile  rekabet  edebilmek  için  Pazar  şartlarına hızlı uyum sağlayan,  modern işletme  yöntemlerine ve yeni teknolojilere ihtiyaç  duyulmaktadır. İmkanlarımız  demiryollarımızı  modernizasyonu ve yeni teknolojilerin  uygulanmasına  yönelik şekilde kullanmak  kararındayız.

         Siz  azimli  demiryolu  sevenlerin  desteği  ile  birlikte  modern,  hızlı  ve  rahat  bir   ulaşıma  imkan verecek  olan  çağdaş  demiryolu  sistemine  kısa  sürede  ulaşacağımızı ümit etmekteyim.

            Bu  duygu  ve  düşüncelerle  Vakfınız  başlattığı  “ DEMİRYOLUMU  İSTİYORUM” Kampanyasının  başarıya  ulaşmasını temenni  eder,  hepinize  saygılar  sunarım.

                                                    TÜRKİYE’ de  ULAŞIM

                                       SORUNU  VE  DEMİRYOLLARIMIZ

         Son on  yılda  trafik  kazalarında  can  verenlerin  sayısı 120 bindir. Yaralananların  sayısı  da 100  binin üzerindedir. Yani  ülkemizde100-120  bin  nüfuslu  bir  şehir her yıl öldürülerek  ya da  sakat  bırakılarak  yok  edilmektedir. Ülkeler arası  savaşlarda bile  her yıl  bu kadar insanın  ölmesi  istisna  bir durumdur. Türkiye  3 yıl süren  Kurtuluş  Savaşında 1 yılda  trafik  kazanlarında  ölenler  kadar  insanı kaybetmemiştir.

         Basına,  televizyonlara  ve  siyasetçilere  bakarsak  olayın  sorumlusu  içimizdeki  trafik canavarıdır. Kurallara uymayan  sürücüler, uyuyan,  hatalı sollama  yapan,  aşırı  hız yapan şoförlerdir.Trafik  kurallarını  bilmeyen,  eğitimsiz yayalardır. Bunlar da olmadı  yolların  yetersizliği,  işaret  eksikliğidir.Bu sayılanların elbette  trafik  kazalarının meydana gelmesinde rolü  vardır. Fakat  acaba  bütün  suç  sürücülerin  ya da esas  suçlu  çarpan  veya  çarpılanlar , uçurumdan  aşağı  yuvarlananlar mı? Gözümüzün önünü  lunaparktaki  çarpışan  otoları  getirelim. Daracık bir  alana  o kadar çok  araba  konulmuştur ki hareket  ettiklerinde  bunların  çarpışmaması  mümkün  değildir. Ama her çarpışmada  bir  taraf  hatalıdır. Önündeki  ya da arkasındakini  görmemiştir.Karayollarımızda  da buna  benzer bir durum  vardır. Yani yollara o kadar  çok kamyon,  otobüs , taksi  vb vasıta doldurulmuştur ki bunların  çarpışmaması  mümkün değildir. O halde tüm kabahati  çarpan ve çarpılanlara,  kaza yapanlara yükleyerek  işin  içinden çıkamayız.

         Ülkemizdeki  ulaşım sisteminin neden olduğu  belalar sadece  trafik  kazalarında can ve mal  kaybıyla sınırlı değildir. Mevcut  ulaşım  sistemi  son derece  pahalıdır, dışa  bağımlıdır. Türkiye’ de neredeyse karayolundan  ibaret olan  ulaşım sistemi  tamamen  petrole bağımlıdır. Bakım ve onarım giderleri  yüksektir.İşletme maliyeti  fazla,  ekonomik  ömrü kısadır. Her yıl petrol için, otomobil için, lastik için, yedek parça için yabancı tekellere milyarlarca dolar ödüyoruz. Hatta  bazı yıllar ülkemiz ihracattan sağladığı tüm geliri petrole harcıyor.

         Varolan ulaşım sisteminin neden olduğu  tahribattan biri de çevre kirliliğidir. Karayolunun geçtiği güzergahlar benzin istasyonları, dinlenme tesisleri ve tamirhanelerle dolmaya başlar. Gene sadece kâr peşinde koşan sermayedarlar  fabrikalarını yol kenarında kurarlar. Doğal olarak bu kuruluşların etrafında yeni yerleşim birimleri oluşur. Sonra da tüm bu benzinliklerin, dinlenme tesislerinin, tamirhanelerin, sanayi kuruluşlarının, yerleşim birimlerinin tüm artığı , pisliği en yakın dereye, göle ya da  denize boşaltılır. Sonuç  doğanın katledilmesidir.

         Büyük şehirlerimizde  insanlara  nefes  bile  aldırmayan  hava  kirliliğinin en  önemli nedenlerinden biri egzoz dumanı , yani mevcut  ulaşım sistemidir.

         Ulaşım sisteminin neden olduğu tüm bu kötülükler,  doğal olmayan  bu  afetler öyle trafik canavarı ile açıklanabilecek cinsten olgular değillerdir.

         Ulaşım türleri için  peşin  olarak “ en iyisi şudur” demek doğru olmaz . Çünkü taşınacak mala, taşıma mesafesine, istenen zamana , ülkenin coğrafi durumuna göre bu ulaşım türlerinin faydası değişir. Örneğin en önemli unsurun zaman olduğu bir yerde tüm pahalılığa karşı havayolu tercih edilir. Uzun mesafelere kitle ve yolcu taşımacılığı için demiryolu uygundur.Ya da kısa mesafelerde,  evlere dağıtım işlerinde en uygun karayoludur. Sorun bu ulaşım türlerinden birini seçmek değil, bu ulaşım türlerini birbirleriyle koordineli olarak en verimli biçimde kullanabilmektir.

         Ülkemizdeki  ulaşım  probleminin çözümü için yapılması gereken işler aslında öyle karmakarışık işler değildir.Genel düzeyde şunu söyleyebiliriz: Yolcu ve yük taşımacılığında payları devede kulak kalan demiryolları ve denizyollarına gereken önem verilmeli ve bu sistemler geliştirilmelidir.

         Demiryolları özeli için şunları söyleyebiliriz:

         Büyük sanayi ve şehir merkezlerinin demiryolları ile birbirine bağlanması gerekir.

         Bugün  %98’ i tek hatlı olan demiryolları en azından büyük şehirler arası çift hatlı hale getirilmelidir.

         Dizel işletmecilikten elektrikli işletmeciliğe geçilmelidir.

         Demiryollarımızın alt yapısı  ve araçları modernleştirilmelidir.Ve en önemlisi  demiryolu teknolojisini kendimiz üretebilir hale getirmeliyiz.

         Kent içi  ulaşımın ülkemiz ve insanımız  lehine çözülebilmesi de yine raylı sisteme ağırlık vermekten geçmektedir.

                                                DEMİRYOLLARI  MESELESİ

Demiryolları meselesi ne demek? Bu da nerden çıktı? Diyebilirsiniz. Bendeniz öyle düşünüyorum.Üstü, sürekli ve bilinçli bir biçimde örtülmekle birlikte, bir demiryolları meselemiz vardır.Çünkü dünyanın en “ azgın ve azman trafik canavarı” bizim ülkemizdedir. Ve demiryolları,  bu canavarın en etkili düşmanıdır.

Trafik felaketlerinin önlenmesinde bu ülke,  çok ivedilikli gündeme getirilmesi gereken bir şeyi, demiryollarını her ne hikmetse,  ısrarlı bir biçimde görmezden geliyor.

Düşüncemi paylaşan bir çok telefon ve faks aldım. Fakslardan biri çok önemli ve anlamlı. Çünkü  TCDD  Genel  Müdürü  ve Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tekin Çınar dan geliyor. Önce onu ( kısmen özetleyerek ) görelim:

“ 1 Eylül akşamı, Ali Kırca ile yaptığımız söyleşi  büyük bir merak ve dikkatle izledim. 140 yıllık bir maziye sahip TCDD  işletmesinin genel müdürü olarak, demiryollarının sorunları ile ülke gerçeklerini bu kadar açık, net ve doğru bir şekilde yansıttığınız için minnet duygularımı size iletmekten gerçekten mutluluk duyuyorum… Demiryolları, tam 140 yıldır ülkenin can damarı. Bu ülkenin ekonomisine, turizmine, sosyal ve kültürel yaşantısına adeta damgasını vuran eşsiz bir kutrum…”

“ Ulu önderimiz Atatürk döneminde altın çağını yaşayan, kıraç  Anadolu topraklarına hayat veren demiryolları,  ne yazık ki  1950’ li yıllardan itibaren ihmale uğratılma durumda.Yıllardır,  ülke gerçekleriyle bağdaşmayan yaklaşımların sürdürülmesi,  çağımızın en güvenilir,  en rahat ve en ekonomik  ulaşım sistemini, çok acıdır ki, ikinci plana itmiş durumda. Ve bu durum hala sürüp gidiyor.”

“ Karayollarında ise ölüm kol geziyor. Boyutları her geçen gün biraz daha artan, bağrımızda derin yaralar açan  “ Trafik Canavarı’ na toplum olarak dur!” demenin zamanı geçiyor. Bu canavara “ dur! Diyebilecek  alternatif çözüm ise demiryollarıdır.”

“ Bizlere vereceğiniz  destek, çalışmalarımıza  ışık tutacağı gibi, belki de çağdaş demiryolculuğun meşalesini ateşleyen ilk fitil olacaktır.”

Sayın  Genel  Müdür’ e bu duyarlılığı için,  ülkemiz ve halkımız adına teşekkür ediyorum.Ve diyorum ki:

Çağdaş demiryolculuğun meşalesi bu ülkede,  yıllar önce yakılmıştı.Ne yazık ki bu meşale, eğer yanılmıyorsam, bilinçli  ve ısrarlı bir biçimde, ışık saçamaz hale getirildi.Neden? Zalim kapitalizm keyif çatsın diye. Ulaşım ve taşıma, tümüyle karayollarına binsin ve daha çok otomobil satılsın! Ötesini söylemeye gerek var mı?

“Ötesi” nin bir parçası, dolan ve asla doymayan keseler,  bir parçası da ölüp ölüp giden canlar ve sakat kalan on binler ve on binler… TCCD’ ye  elli yıl öncesinin teknolojisiyle yapılacak bir müdahalenin bile üçte bire indireceği yolları,  birkaç saat,  bazen birkaç dakika kazanalım diye karayoluyla gidiyoruz  ve olanlar oluyor. Sadece ilkel virajların ortadan kaldırılmasının, yüzde otuzluk bir zaman kazandıracağı, uzmanlarınca söylenen demiryollarına eğilmenin, akıl almaz bir inatla sürdürülmesinin vücut verdiği derin ıstırabın günahını acaba kimler ödeyecek?

Zaman zaman, başımızdaki musibetlerin şiddetini ifade için “işgal ordularının kötülüğü” deyimini kullanırım. Yine bu deyimi kullanarak söyleyeceğim: Acılarımızın arkasındaki “işgal orduları”ndan biri de demiryollarını ihmale göz yuman umursamazlıktır.

            Bu ülkeye düşman olmayan herkese sesleniyorum: Allah aşkına, şu demiryollarını gündeme alın!Kazananlara kazandıkları,  acı çekenlere de çektikleri yeter artık!Bundan sonraki umursamazlıkları “gaflet” kelimesiyle ifade etmekte zorlanacağız,  haberiniz olsun!

Comments are closed.