13 Temmuz 2023
Kategori Genel
13 Temmuz 2023,
 0

Günümüzde her geçen gün artan ulaşım hareketliliğin önemli bir kısmı karayolu ulaşımı ile sağlanmaktadır. Bu durum ne yazık ki insan hayatını tehdit eden küresel bir sorun haline de gelmiştir.

Trafik kazaları ülkemizde ve dünyada insan hayatına olumsuz etki eden nedenlerin başında gelmektedir. Ülkemizde trafik kazaları sonucunda meydana gelen ölüm ve yaralanma sayılarındaki miktar toplumsal ve ekonomik kayıpların ciddi boyutlara ulaşmasına neden olmakta, ulusal düzeyde trafik güvenliğine ilişkin sorumluluğu bulunan tüm kurum ve kuruluşların işbirliği içerisinde sistematik bir biçimde çalışmalarını zorunlu kılmaktadır.

Ülkemizde önemli toplumsal sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkan trafik kazaları neticesinde her yıl can kayıpları yaşanmakta ve önemli ölçüde maddi kayıp meydana gelmektedir. Trafik kazalarında hayatını kaybeden, yaralanan ya da sakat kalan kişiler nedeniyle oluşan sağlık maliyetleri ve bu kişilerin hayatlarının geri kalan bölümünde bakıma muhtaç hale gelmeleri; başta yakın çevreleri olmak üzere, beraberinde birçok kişiyi maddi ve manevi yönden derinlemesine etkilemekte, kaza sonrası bireylerin karşılaştıkları uzun ve masraflı tedavi süreçleri de yaşam koşulları bağlamında kaza mağdurlarının zor bir süreç yaşamalarına neden olmaktadır.

Kazalar en çok uzun tatillerin dönemlerinde tatile giden ve dönüş esnasında yoğunlaşan araç trafiği esnasında yaşanmaktadır. (2023 Kurban Bayramı 9 günlük tatilde 17.774 trafik kazası   olmuştur)

Yine bu Kurban Bayramı’nda Menderes İlçesinde 5 kişinin ölümü ile gerçekleşen bir kaza meydana gelmiştir. 01/07/2023 tarihinde saat 19.30 sularında İzmir- Aydın devlet yolunun İzmir’den Torbalı yönünde giden hafif ticari araç yol üzerinde makas atarak ilerlemekte iken, sağında bulunan oto korkuluklara çarpmamak için aracının direksiyonunu aniden sola doğru çevirmiş, solundaki şeritten ilerlemekte olan hususi otomobilin sağ yan kısmına çarparak direksiyon hakimiyetinin bozulmasına neden olmuştur.

Sol şeritte ilerleyen araç kaybolan direksiyon hakimiyeti sonucu aracının direksiyonunu sola doğru kıvırarak, aracını orta refüjü aşarak İzmir’e gidiş yönüne geçirmiştir. Bu esnada Torbalı yönünden İzmir Yönüne hareket halinde seyreden Minibüs ile kafa kafaya çarpışmasına neden olmuştur. Kaza sonucu 5 kişi hayatını kaybetmiş, 21 kişi yaralanmıştır.

Yukarıda bahsedilen ve ülkemizdeki diğer trafik kazalarında hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet, yakınları için başsağlığı, yaralanan yurttaşlarımıza da acil şifalar dileriz.

Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı, ülkemizin bu can yakıcı sorununa, sivil katılımın geliştirilmesiyle kalıcı, etkili çözümler üretilmesini hedefleyerek kurulmuş bir Vakıf’tır. Kuruluşu, 9 Temmuz 1996 tarihli ve 22691 sayılı Resmi Gazetede ilan edilerek tüzel kişiliğini kazanan Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı, ülkemizde trafik kazalarının en aza indirilmesi doğrultusunda trafik güvenliğini sağlayıcı bilimsel – teknolojik araştırmalar yapmayı, sonuçlarını yaşama geçirmeyi hedefleri arasına almıştır.

Ülkemizde bu denli kökleşmiş bir sorunla, bu kadar geniş cepheden mücadele hedefini ortaya koyarak çalışmalarına başlayan Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı bugüne dek amaçları doğrultusunda birçok etkinliği de yaşama geçirmiş bulunmaktadır.

Ülkemizdeki trafik ile ilgili genel manzaraya bakmak için birkaç istatistiği değerlendirmek gerekmektedir.

2015 yılından bu yana motorlu kara taşıtı sayısı %32 artmıştır. Aynı dönem içinde bin kişiye düşen otomobil sayısı 134 ten 167 ye çıkmıştır. Avrupa Birliği ülkelerinde bu sayının 350-400 civarında olduğu dikkate alındığında önümüzdeki yıllarda otomobil sayısının beklenenden daha fazla artacağı görülmektedir.  Yollardaki kazaların artması direk olarak trafik artışı ile orantılıdır.

2022 yılında 197.000 trafik kazası olmuş, 288. 000 kişi yaralanmış ve 5.000 kişi hayatını kaybetmiştir.

Yaralananlardan bazıları ömürleri boyunca sakat kalmaktadır. Kaza kurbanlarının çoğu gençtir. Bu durum bu kişilerin yaşamlarının önemli bir bölümünün tamamen veya kısmen yok olması anlamını taşımaktadır.

Bunlara ilave olarak kazalar Türk toplumu ve vatandaşları için büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. 2019 yılındaki trafik kazalarının ülkemize sadece ekonomik maliyeti 64,2 milyar TL olarak hesaplanmaktadır.

Trafik güvenliği çalışmalarına ilişkin olarak oluşturulmuş ve genel olarak kullanılan sistematik bir yaklaşım bulunmamaktadır. İlgili kuruluşların, geçen yıllar içinde deneyim kazanmış olmalarına karşın hiçbir sistematik yaklaşım geliştirilmemiştir.

Konu ulusal düzeyde de ele alınmış ve “Ulusal Trafik Güvenliği Programı” ile “2021-2030 Karayolu Trafik Güvenliği Strateji Belgesi” olarak iki proje geliştirilmiştir. Ancak trafik kaza istatistiklerine bakıldığında projelerden beklenen sonuçların alınmadığı görülmüştür.

Trafik konusunda ana sorunlar;

  • Yol tasarımı her zaman güvenli değildir. Yol ekipmanı, her zaman uygun ve yeterli bir şekilde kullanılmamaktadır.
  • Yolların/caddelerin fonksiyonel sınıflandırmasının, yeterli bir şekilde yapılmadığı görülmektedir.
  • Kara noktaların belirlenmesi ve ortadan kaldırılması süreci bazı büyük kentlerdeki sınırlı çabalar dışında gerçekleştirilmemektedir. Halen kullanılan hiçbir yöntem yoktur.
  • Mevcut veya planlanan yolların trafik güvenliği kontrolleri gerçekleştirilmemektedir.
  • Trafik hızının azaltılması yöntemleri yeterli değildir. Bu nedenle hız sınırları çok sık ihlal edilmektedir.
  • Sürücüler arasında emniyet kemeri kullanma oranı düşüktür.
  • Kırmızı ışık, dur levhası ve tek yön düzenlemeleri, sık sık ihlal edilmektedir.
  • Birçok sürücü, agresif bir sürüş tarzına sahiptir.
  • Motosiklet, motorlu bisiklet ve bisiklet sürücüleri arasında kask kullanım oranı çok düşüktür.
  • Yayalar, geniş ana arterlerde bile her noktadan geçmektedirler.
  • Yayalar, genellikle taşıt yolunda/caddede yürümek zorunda kalmaktadırlar.
  • Yollarda ve kavşaklarda taşıt sürücüleri takip mesafesine uymamaktadır.

Son zamanlarda Ülkemizde yaygınlaşan Trafik Kazaları ve bahsedilen istatistik değerler kaygı ve endişe yaratmaktadır. Bu vesile ile ülkemizdeki trafik kazalarının önlenmesi ile ilgili Vakıf görüşlerimizi bir kez daha hatırlatmak isteriz.

Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Başkanlığı istatistiklerine göre ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarında %88 sürücü hataları nedeni ile meydana gelmektedir. Bu durum bize trafik kazalarının temel nedeni taşıt sürücülerinin niteliklerinden dolayısı ile sürücü eğitiminden kaynaklandığını göstermektedir.

Türkiye’ de sürücü belgeleri sürücü kurslarının vermiş oldukları sözlü eğitimler ve araç kullanımı eğitmenlerinin vermiş oldukları eğitimler sonucu adaylar imtihan komisyonlarının uygun görmesi halinde uygun sürücü belgesi verilmektedir.

  • Daha güvenli sürücü eğitimi ve sürücü belgesi verilmelidir.
  • Okullarda trafik güvenliği eğitiminin geliştirilmelidir
  • Araç sürmeyi öğrenenler için, gerekli tüm şartları kapsayan (örneğin, karanlıkta araç sürme) eğitimleri verilmelidir
  • Sürücü belgesinin askıya alınması/iptal edilmesi ile ilgili daha etkin stratejilerin geliştirilmelidir
  • Sürücü belgesi acemi sürücü- usta sürücü olarak derecelendirilmelidir
  • Ülkemizde meydana gelen kazalar sonucu tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağında mutlak surette kazaya karışan sürücülere sürücü belgesi veren sürücü okullarının kim olduklarının yazılması bu bilgilerin yıl sonunda adaylarından kaç tanesi kazaya karıştığı şeklinde bir istatistik ortaya çıkarıp buradan en iyi eğitmen, en başarılı sürücü kursu şeklinde basına duyurulması sağlanmalıdır. Bu istatistiklerde kaza miktarı çok fazla olan sürücülerin ortak sürücü kursu hakkında Milli Eğitim Özel Eğitim Kurumları bu nedeni araştırmak için devreye girmesi sağlanmalıdır.
  • Sürücü kursları sırasında kurs bünyesine istihdam edilecek psikolog ile kursa katılanların psikolojik yapıları bu belgeyi almaya hak edip etmediği konusunda bir not vermesi sağlanması olası trafik kazalarının azalmasına neden olacaktır. Özellikle aşırı hiperaktif kişilerde kaza yapma riski veya algı düşüklüğü yaşayan kişilerin tespiti sürücü belgesi verilmeden önce tespiti çok önemlidir.

Karayolu trafiğinin daha güvenli hale gelebilmesi için trafik güvenliği konusunda yürütülen tüm hizmetlerin güvenli sistem yaklaşımı çerçevesinde, kurumsal sorumlulukların bilincinde, sürekli, düzenli, etkili ve uyum içerisinde sunulması esastır. Ülkede yaşayan herkes yaya, sürücü veya yolcu olarak trafik içinde yer almaktadır. Bu nedenle tüm bireylerin yaşama hakkı ve seyahat hürriyeti gibi temel hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla da çok boyutlu ve çok çeşitli tedbirler alınmalıdır.

  • Öncelikle kapsamlı bir ulusal ulaştırma politikası oluşturulmalıdır
  • Ulusal düzeyde, kapsamlı ve güvenilir bir trafik güvenliği veri tabanı oluşturulmalıdır. Bu veriler trafik kaza sorununun objektif olarak değerlendirilmesinde, eylem için öncelikli alanların belirlenmesinde ve çeşitli önlemlerin etkinliğinin değerlendirilmesinde kullanılan vazgeçilmez araçlardır.
  • Trafik güvenliği alanında çalışan uzman personelin sayısı artırılmalıdır
  • Trafik güvenliğine ayrılan kaynaklar artırılmalıdır
  • Tüm karar alma süreçlerinde trafik güvenliği birinci öncelik olmalıdır
  • Aşırı etkin hızla mücadele edilmelidir
  • Kaza karara noktaları tespit edilip sorunlar ve eksiklikler incelenmeli ve her nokta için uygun karşı önlem alınmalıdır
  • Daha iyi denetim ve uygulama yapılmalıdır. Suça (ihlale) daha uygun karşılık gelen cezaların uygulamaya konması. Ciddi suçlara, güçlü cezalar verilmelidir (dikkatsizlikten, tehlikeli araç kullanmaya kadar). Genel olarak, cezalar arttırılmalıdır ve suç işleyenin ekonomik durumuna bağlı hale getirilmelidir.

Comments are closed.